Patriyarkal Kapitalist Sistemi Yıkacak, Devrimi Örgütleyeceğiz! – Kadın Komünarlar

679

Bu yıl 8 Mart’ı, derinleşen krizin ve bir büyük depremin yıkıntıları arasında karşılıyoruz. On binleri katleden ve hayatlarımızı enkaza çeviren faşist devlete, patriyarkal kapitalizme karşı öfkemizi daha güçlü kuşandığımız, mücadele azmimizi büyüttüğümüz bir baharın, ilk büyük karşılaşması olacak bu 8 Mart.

Bu dünya öyle bir dünya ki, insanlığın yarısı, cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğruyor, yok sayılıyor. Emeğin yeniden üretim yükünü sırtlansın, sömürü çarkı daha bir derinden işlesin, patriyarkal kapitalist sistem ayakta dursun diye şiddetin her türlüsü ile cendereye alınıyor, bastırılıyor. İşsizlik belası en çok kadınları buluyor. İşi olsa bile aynı işi yaptığı erkekten daha az ücrete talim ediyor. Bu dünya öyle bir dünya ki, ekonomik kriz en çok kadınlara vuruyor. Yoksulluk ve sefaletin en derini kadınların payına düşüyor. Pandemi mi oldu, kadınların iş yükü, sorumluluk ve zorunlulukları iki kat daha büyüyor. Depremden arta kalan hayatlarda, yeniden hayata tutunmak da yeniden bir hayat kurmak da en çok kadınları zorluyor; yoksulluk ve sefalet cenderesi, ağır iş yükü en çok onları buluyor.

Biz kadınlar, görünmeyen emeğimiz, görünen ama patriyarkal kapitalist sistemin değer kantarında daha az çeken emek gücümüzle, bu dünya dönsün diye şiddetle, yoksayılmışlıkla, hiçleştirilmeyle karşı karşıyayız. Heteroseksist bu dünya sarsılmasın, aile kurumu çatırdamasın diye LGBTİ+lara, ya görünmezlik pelerinine sarılarak kimliklerini bastırmaları dayatılıyor ya da hastalık, sapkınlık diye damgalanıp katledilmek, cüzzamlı gibi toplumsal yaşamın dışına sürülmek reva görülüyor. Tüm yaşadıklarımız cinsiyetçi ve heteroseksist bu dünya dönsün diyedir.

Ve biz kadınlar, eğer bu dünyayı binlerce yıldır sahip olduğu erkek egemenlikçi yörüngesinden çıkartacak, yeniden sınıfsız, sömürüsüz, cins ayrımsız bir dünyayı kuracaksak, sınıfsal ve cinsel baskı ve sömürünün her türlüsüne karşı ayağa kalkacağız. Bütünlüklü ve çok yönlü bir kavganın içerisinde olacağız. Kadınların payına düşen her türlü melanetin sermayeden, burjuva-faşist devletten ve onların sömürü ve baskı politikalarının hane içindeki sürdürücüsü; sevgi, aşk, şiddet dolayımıyla yeniden üreticisi olan erkeklerden kaynaklandığının bilinciyle hareket edeceğiz. Patriyarkal kapitalist sistemin çanına ot tıkamak; bize ölüm ve enkaz olan bu dünyayı yıkmak; sınıfsız, sömürüsüz, cins ayrımsız bir dünyayı kurmak için kadın özgürlük mücadelesini yükselteceğiz. Bizi her alanda ikincilleştiren, erkek/devlet şiddeti ile karşı karşıya bırakan bu dünyayı tepetaklak ederek kurtuluş yolumuzu açacak, kendi kader planımızı çizeceğiz.

Bu topraklarda ne sınıfsal ne toplumsal ne de cinsel hiçbir mücadele, Kürt halkının özgürlük mücadelesine gözünü kapatarak devrim ve sosyalizm mücadelesine bağlanamaz. Yanıbaşındaki bir halkın kırımından, sömürgeci işgal savaşından nemalanan bir halk özgür olamaz. Ve yine “önce kadınları vur”an, binbir türlü yolla ölüm kusan sömürgeci faşist rejime karşı omuz omuza mücadele etmeyen; Kürt kadınlarına dönük taciz, tecavüz, işkence ve katletme politikalarına sessiz kalan hiçbir kadın hareketi, ne sınıfsal ne de cinsel sömürü ve baskıyı ortadan kaldırabilir, kadınların özgürleşme yolunu açabilir. Kürt halkının özgürlük mücadelesini sahiplenmeyen, yüreği Rojava kadın devrimi ile atmayan, İran-Rojhilat’ta faşist molla rejimine karşı, “Jin, Jiyan, Azadi” sloganını yükselten kadınlara ses vermeyen hiçbir kadın hareketi, cins özgürlükçü bir çizginin sürdürücüsü olamaz.

Biz kadınlar, gecesi gündüzü ile bütün günleri bizim yapmak için, 8 Mart’ta sokağa çıkıyoruz.

Biz kadınlar, erkek/devlet şiddetini hükümsüz kılmak, cinsiyetçi ve heteroseksist dünyayı yerinden oynatmak için, 8 Mart’ta kavgayı yükselteceğiz.

Biz kadınlar, bizi iki kat daha büyük bir yokluğa, yoksunluğa mahkum eden bu düzeni yıkmak; bir depremde binlerce ölmemek, aç açıkta kalmamak, sadaka diye önümüze atılan birkaç parça yiyeceğe talim etmemek için 8 Mart’ta öfkemizi bileyeceğiz.

Biz kadınlar, Kürt ve kadın düşmanı sömürgeci faşist Türk devletiyle hesaplaşmak için, 8 Mart’ta kadınların birleşik devrim mücadelesini büyüteceğiz.

Kadın Komünarlar olarak, cinsiyetçi ve heteroseksist bu dünyayı yıkmak, sınıfsız, sömürüsüz, cins ayrımsız bir dünyanın kapısını arayacak devrimin çağrısını taşımak için, 8 Mart’ı tüm zamanlara bağlayacak kadın özgürlük mücadelesini yükselteceğiz.

Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!

Yaşasın Kadın Özgürlük Mücadelemiz!

DKP/Kadın Komünarlar