“‘Enternasyonalle Kurtulur İnsanlık” – DKP/Birlik

1750

Yaşam yaprakları sınırsız bir deftere benzer. Her bireyin, her toplumsal halin vb. kendine ait ayrı ayrı defterleri mevcuttur. Bir cümle biter, bir başkası başlar. Olaylar ardı ardına sıralanır. Ancak tarihsel muhtevayı belirleyen paragrafların bütünüdür. Paragrafları bütünsel olarak sonuçlandıracak olan ise noktayı nereye koyduğumuzla alakalıdır. Cümleyi başlatacak, devam ettirecek ve bitirecek olan da özne(lerin) eyleminden başkası değildir.

Suriye halklarının defteri, neredeyse sekiz yıldır, emperyalist haydutlar tarafından dürülüyor. Her satırı, satır araları, yaprakları; kanla şekil alıyor. Bir ülke, neredeyse yerle bir edildi. Yüzbinlerce insan öldürüldü, milyonlarcası evlerinden oldu. Tecavüz ve soykırım bir rutin haline dönüştü. Çocuklar ve kadınlar acımasızca katledildiler. Ki daha da katledilmek isteniyorlar…

Tüm bu olanlara rağmen, bu karanlık girdabın içerisinde bir ışık huzmesi parladı. Rojava Devrimi altı seneyi aşkın bir süredir; Suriye, Ortadoğu ve Dünya halklarına umut olmaya devam ediyor. Eksik veya fazla, tüm yönleriyle bir devrim ülkesi inşa ediliyor. Kobané’den Gıre Spi’ye ve oradan da Menbic’e;  emperyalistlerin dahi baş edemediği DAİŞ çetelerini, alaşağı eden bir devrim…

Ancak bu devrim, başından beri olmak kaydıyla, bugünlerde daha da net bir biçim de, faşist AKP iktidarı tarafından tehdit edilmekte. Afrin ile başlayan devrimi boğma girişimi bugün son sürat işgal tehditleriyle devam ediyor. Faşist iktidarı anlamak çok zor değil. Çünkü umut, umutsuzluğu kurşuna dizerek; karanlığa diz çöktürerek büyümeye devam ediyor. Rojava Devrimi’nin varlığı; faşist AKP’nin kendi iktidar dinamiklerinin yokluğuyla doğru orantılı bir biçimde gelişiyor.

Anlaşılması zor olan şunlar ki; bir devrimi boğma çabasına karşı koymak, ne zamandan beri “bilimsel analizlere” sıkıştırılır bir şey oldu? Ya da emperyalist haydutların dönemsel politikaları, ne zamandan beri doğrudan bir belirleyen haline geldi? Bir daha sormak gerekir ki; Rojava Devrimi’ni savunmak; liberal bir vicdan siyaseti ile mi yapılacaktır? Ayrıca düşman bağıra çağıra gelirken, her konuda söz sahibi olanların, bu konuda bir susuş kumkumasına yatmalarına ne demeli?

DKP/Birlik olarak ne mi öneriyoruz? Liberal ve dolambaçlı lafazanlıkları tarihin çöplüğüne atıp, devrimci ve sade bir kavga marşı söylemeyi öneriyoruz.  Emperyalist hegemonya altında yürütülecek bir siyaset yerine, yeni bir devrimci enternasyonalist siyaset örgütlemeyi öneriyoruz. Vicdani barış çağrılarını bastıracak düzeyde, kavga sloganları atmayı öneriyoruz. Bu kumkumanın sessizliğini bozacak bir gürültü koparmayı öneriyoruz!

Çünkü bir devrim oturup toplantı salonlarında tartışarak değil ancak satıh da savunulabilir. Çünkü ne Vietnam’da ne Küba’da ne de İspanya’da, emperyalist hegemonyaya bel bağlanmamıştır. Bunun yerine en devrimci enternasyonalizm bayrağı göndere çekilmiştir.

Bizler tarihten ve öğretimizden aldığımız bu bilinçle dün olduğu gibi bugün de kavganın tam içerisindeyiz. DKP/Birlik savaşçıları, siper yoldaşlarıyla birlikte, bugün tüm güçlerini seferber ederek, olası işgal girişimine karşı koymaya hazırlanıyorlar. DKP/Birlik olarak, sesimizi duyurabildiğimiz herkes için bir kavga borusu çalıyoruz. Yapılması gerekenler cam kadar şeffaf! Rojava Devrimi sathı müdafaa edilip, bu kavga Türkiye metropollerine taşınmalıdır. Türk egemenleri, Suriye’de yıllardır eksilmeyen barut ve dumanın kokusunu, kendi genizlerinde de hissetmelidirler. İşte şimdi kavga vaktidir!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Adınızı buraya yazınız