Halkların özgürlük ateşi, 2012’den bu yana Rojava topraklarında yanmaya devam ediyor; daha da güçlenerek, daha da büyüyerek. Olması gereken zamanda, olması gereken yerde olmayı bilenler, tarihi yeni baştan yazarlar. Tıpkı emperyalizmin işbirlikçisi faşist çetelere karşı durmayı bilen bir avuç devrim savaşçısının duruşu ile bütün bir dünyayı sarsan bir direnişin, devrimin inşa edilmesi gibi. Bu topraklarda zulme, sömürüye ve faşizme karşı direniş bir kıvılcım gibi düştü, yalım yalım alevlenenerek bugüne; sınırları, ulusları aşarak koca bir özgürlük ateşine dönüşerek geldi.
Bu özgürlük ateşi dünyayı, egemenlerin düzenini sarsmaya devam ediyor. Öyle ki başta faşist Türk devleti olmak üzere Rojava’yı işgal tehditleri ve hazırlıkları yoğun bir şekilde sürdürülüyor. AKP iktidarı, en büyük ortağı IŞİD çetelerinin Rojava’da aldığı yenilgiden sonra, ekonomik buhranına ve beka sorununa çözümü Rojava topraklarını işgalde bulacağının hayaliyle yaşıyor. Rojava’da, bölge gerici güçlerinin, faşist AKP iktidarının, emperyalist güçlerin güçlendirdiği IŞİD çetelerine karşı Kürt, Arap, Türkmen, Çerkez, Süryani, Ermeni bütün halklar özgürlük bayrağı altında bir arada savaştılar. Ve bugün de birarada, özgür ve eşit bir yaşamı inşa etmeye çalışıyorlar. Bu topraklar 2012’de, faşizme ve sömürüye karşı başlatılan o direnişlerle görmediği bir şey yaşadı; burada bir ‘devrim’ gerçekleşti ve devrimin inşası işgal tehditleri altında her şeye rağmen devam ediyor.
Faşist AKP iktidarı, bugün büyük bir krizin içinde. Bunu gizleyebilmek içinse başta Kürdistan olmak üzere, dört bir yanda savaş nidalarıyla kendini olduğundan daha güçlü gösterebileceğini düşünüyor. Ülke içinde ve dışındaki, saldırgan ve katliamcı çizgisinin, uyguladığı onca baskı ve terörün nedeni gücü değil, güçsüzlüğüdür. Dursa yıkılacak; zira ülkede ve bölgede çelişki ve çatışmaları, başka araç ve mekanizmalarla yönetebilecek güçte değildir.
AKP-MHP faşist iktidarı, aradığı ‘beka’yı Rojava topraklarında bulamayacaktır. Krizi daha da derinleşecektir. Rojava’ya dönük bir işgal hareketi, Türkiye halklarına daha fazla yoksulluk, daha fazla zulüm ve acıdan başka bir şey getirmeyecektir. Bizler; bir evden, bir sokaktan başlayan ve şimdi koca bir dünyayı saran bu özgürlük direnişinin sesini boğmak için beş yıl önce Kobané’ye yönelen IŞİD karanlığına karşı direniş mevzilerinde yerimizi aldık. Halklarımızın umudu, ölümsüzlerimizin düşleri, inancımız ve öfkemizle bugün de, Rojava devrimini savunmaya, onu inşa etmeye devam edeceğiz. Nasıl ki Gezi direnişinin özgürlük rüzgarını Kobané direnişi’ne kattıysak, Rojava’da yanan özgürlük ateşini de Türkiye halklarının çorak topraklarında yakacağız.
Yaşasın Halkların Özgürlük Mücadelesi!
Yaşasın Rojava Devrimi!
DKP/Birlik
