Leyla Güvenlerin Sesine Ses, Direncine Direnç, Direnişine ZAFER Olacağız!

846

“Oysa bir kadının içinden oluk oluk akıyordu insanlık”

İğne atsan ses çıkaracak denli koyu bir sessizliğin içindeyken, “bu suskunluğa ortak olmayacağım” diyen bir kadın Leyla Güven. Başlattığı direniş, öncülük ettiği açlık greviyle, en bir şey yapılamaz denilen anda, en bir şey yapılamaz denilen yerde bir direniş odağı yaratmıştır; her zaman her yerde yapılabilecek bir şey muhakkak vardır, demiştir. Bu direnişin, tarihselliği buradadır. Gücün; teslim alınamaz irade, kırılamaz onur olduğunu hatırlatmıştır. Ve direniş bundandır karşılık bulmuş, kıvılcımın bozkıra düşüşü gibi sarıp sarmalamıştır bu coğrafyayı. Binlerce devrimci-yurtsever, katılmıştır bu direniş kervanına. Hala sürmekte, hala büyümekte bu direniş. Direnmenin biçimi, yöntemi çeşitlenip Kürdistan halkına, Türkiye halklarına mal oluyor, kolektif bir direniş odağı haline geliyor. İnsanlığın, adaletin, reddedişin, direnişin bir fısıltısı tüm dünyayı dolaşıyor; iktidarın, faşizmin, faşist devletin, erkek egemen sistemin kulaklarını sağır edecek bir ezgiye dönüşüyor. Bu fısıltının kudreti ve cesareti tarih yazan, tarihin seyrini değiştiren kadınların özgürlük mücadelesinden geliyor.

Duyun, dinleyin; Leyla Güven’in başlattığı, onu büyütenlerin, fedaileştiren Aytenlerin direnişinin getirdiği selamı. Özgürlüğün ve zaferin, yenilmezliğin silinemez tarihinin içinden geçerek parlıyor yaşama güzelliklerini veren, yaşamı güzelleştiren kadınlar. Paris Komünü’nden, faşizmi yıkan mevzilerden, Kelebekler’den, Zilan’dan Beritan’dan geliyor bu selam. Nazilerin korkulu rüyalarını DAİŞ’in korkulu rüyasına çeviren kadınların selamıdır bu. “Diz çökerek yaşamaktansa ayakta ölmeyi yeğlerim” diyen kadınların; içeride dışarıda hücreleri parçalama, tecridi kırma iradesini açığa çıkaranların selamıdır bugün bizlere ulaşan.

Bu sese bir ses, bu çığlığa bir çığlık, bu direnişe zafer olmak gerek bugün. Özgürlüğün savaşını veren sayısız kadının yaptığı gibi Leyla Güven de geçmişten geleceğe bir köprü atmıştır. Bu selamı geleceğe taşıyacak olan, mahkum edildiğimiz köle ve sömürü düzenini yıkacak olan bizleriz. Bizler de tıpkı bizden öncekilerin yaptıkları gibi, en olmaz denilen yerde, en olmaz denilen zamanlarda bu köprüyü geleceğe uzatacağız. Şimdi neredeysek orada; sesimiz, öfkemiz, isyanımız, onurumuzla; elimizde ne varsa, mutfağımızdaki kızgın yağ, tencere tava, balkonumuzdaki saksı, sokaktaki taş, elimizdeki iğne, fabrikadaki makine; özgürlük kavgasını en ileriden, en önden büyütme, direnme ve kazanmanın zamanıdır. Şimdi kadınların zamanı, şimdi özgürlüğün zamanı, şimdi tecriti kırmanın faşizmi yıkmanın zamanıdır.

İçeride dışarıda tecriti parçalamak, halkların özgürlük mücadelesini yükseltmek için bedenini açlığa yatıranlara; Leylalara, Sebahatlara, Selmalara, Muhabbetlere, Hiyemlere karşı sorumluluğumuzdur: Ses, ışık, direnç olacak, faşist ablukayı dağıtacağız!

Kürt Halk Önderinin şahsında bir halka uygulanan tecrit saldırısını kırmak, özgürlüğe aç Türkiye emekçi halklarının özgürlük mücadelesini yükseltmek için bedenini açlığa yatıranlara, özgürlüğe sevdalı devrimci kadınlara selam olsun!

Selam olsun kadınların özgürlük mücadelesine!

Selam olsun geleceği yaratacak olanlara!

Selam olsun halklarımızın özgür günlerine!

KBDH
Genel Konseyi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Adınızı buraya yazınız